Rokoko sanatı, 18. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa’da gelişen bir sanat tarzıydı. Aleni renkler, narin kıvrımlar ve süslü detaylar kullanımıyla karakterize edilir. Rokoko sanatı çoğu zaman sarayları ve öteki lüks evleri dekore etmek için kullanılırdı.
Çağıl sanat, 20. yüzyılda yaratılan sanatı tarif etmek için kullanılan bir terimdir. Çağıl sanat çoğu zaman yeni formlar ve tekniklerle icra ettiği deneyler ve geleneksel sanat içerikli değerleri reddetmesiyle karakterize edilir.
Rokoko sanatı ve çağıl sanat çoğunlukla zıtlıklar olarak görülür. Rokoko sanatı anlam ifade etmeyen ve sathi olarak görülürken, çağıl sanat ciddi ve entelektüel olarak görülür. Sadece, Rokoko sanatı ve çağıl sanat içinde birtakım benzerlikler de vardır. Her iki sanat seçimi da çoğunlukla keyifli ve deneyseldir ve her ikisi de geleneksel sanat içerikli geleneklere meydan okur.
Son yıllarda Rokoko sanatı ile çağıl sanat arasındaki ilişkiye olan alaka giderek artmaktadır. Birtakım sanat tarihçileri, Rokoko sanatının çağıl sanat üstünde büyük bir tesiri bulunduğunu ve birçok çağıl sanatçının Rokoko temalarını ve stillerini tekrar yorumladığını ileri devam etmiştir. Öteki sanat tarihçileri ise Rokoko sanatı ile çağıl sanatın temelde değişik bulunduğunu ve iki yoldam içinde reel bir irtibat olmadığını ileri devam etmiştir.
Rokoko sanatı ile çağıl sanat arasındaki ilişkiye dair irdelemenin bir müddet daha devam etmesi muhtemeldir. Sadece her iki sanat tarzının da büyüleyici ve mühim olduğu ve her ikisinin de bizlere sunabileceği oldukça şey olduğu hikayesinde kuşku yoktur.
Referanslar
Antet | Özellikler |
---|---|
Rokoko Sanatı | – Detaylı süslemeler – Aleni, havadar renkler – Eğrisel formlar – Rokoko sanatçıları çoğunlukla pastoral sahneleri, mitolojik mevzuları ve varlıklı patronların portrelerini resmetmişlerdir. |
Çağıl sanat | – Yeni malzemeler ve tekniklerle denemeler – Tecrit – Ekspresyonizm – Çağıl sanatçılar çoğunlukla sosyal ve politik değişiklik, insanlık durumu ve sanat ile gerçeklik arasındaki ilişki benzer biçimde temaları ele aldılar. |
Geçmiş | – Rokoko sanatı Avrupa’da 18. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar popülerdi. – Çağıl sanat 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıktı ve 20. yüzyılda da gelişimini sürdürdü. |
Baş sallamak | – Çağıl sanatçılar, esinlenmek için çoğunlukla Rokoko sanatına yönelmiş, onun keyifli ruhunu ve dekoratif tekniklerini kendi çalışmalarına dahil etmişlerdir. – Rokoko esintili çağıl sanatın birtakım mühim örnekleri içinde Pablo Picasso’nun Avignon’un genç kadınları (1907) ve Henri Matisse’in Dans (1910). |
II. Rokoko Sanatı
Rokoko sanat süreci 18. yüzyılın başlarında başladı ve 18. yüzyılın sonlarına kadar sürdü. Büyük sanat içerikli deneyler ve yaratıcılık dönemiydi ve Rokoko sanatı keyifli ve süslü tarzıyla karakterize edilir. Rokoko sanatçıları çoğu zaman aleni renkler, narin çizgiler ve asimetrik kompozisyonlar kullandılar. Ek olarak manzaralar, bahçeler ve mitolojik figürler benzer biçimde pastoral temaları ve mevzuları da tercih ettiler.
Rokoko süreci büyük bir sosyal değişiklik zamanıydı ve Rokoko sanatı üst sınıfların değişen değerlerini yansıtıyordu. Aristokrasi zevk ve lükse daha çok alaka duymaya başlamıştı ve Rokoko sanatı bu zenginlik ve hafiflik ruhunu elde etti.
En meşhur Rokoko sanatçıları içinde François Boucher, Jean-Antoine Watteau ve Antoine Watteau yer alır. Eserleri narin güzelliği ve keyifli gülmece anlayışıyla karakterize edilir. Rokoko sanatı Almanya, Avusturya ve İspanya benzer biçimde öteki ülkelerde de popülerdi.
Rokoko süreci, Neoklasik tarzın ortaya çıkmaya başladığı 18. yüzyılın sonlarında sonlandı. Neoklasik sanat, Rokoko sanatından daha ciddi ve resmiydi ve o dönemin büyüyen politik ve toplumsal çalkantılarını yansıtıyordu.
III. Rokoko Sanatının Özellikleri
Rokoko sanatı, sevinçli, keyifli ve dekoratif tarzıyla karakterize edilir. Çoğu zaman Barok periyodunun daha ciddi ve resmi sanatına bir reaksiyon olarak görülür. Rokoko sanatçıları, eserlerini yaratmak için pastel, yağlı boya ve freskler dahil olmak suretiyle muhtelif teknikler kullandılar. Çoğu zaman mitolojik ve pastoral sahnelerin yanı sıra varlıklı patronların portrelerini de tasvir ettiler. Rokoko sanatı, 18. yüzyılda Fransa, Almanya, Avusturya ve İtalya’da popülerdi.
IV. Meşhur Rokoko Sanatçıları
Aşağıda en meşhur Rokoko sanatçılarından bazılarının sıralaması yer almıştır:
- Jean-Antoine Watteau
- François Boucher
- Antoine Watteau
- Jean-Honoré Fragonard
- Nicolas Lancret
- Jean-Baptiste Pater
- Charles-André van Loo
- Maurice Quentin de La Tour
- Jean-Baptiste Greuze
V. Rokoko Mimarisi
Rokoko mimarisi, 18. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa’da gelişen bir mimari tarzıdır. Hafifçe, keyifli ve asimetrik formları, narin süsleme kullanması ve eğrisel şekillere vurgu yapmasıyla karakterize edilir.
Rokoko mimarisi Barok stilinden etkilenmiştir, sadece daha keyifli ve daha azca resmidir. Ek olarak dış tasarımdan oldukça iç dekorasyonla ilgilenir. Rokoko mimarları çoğu zaman feza ve derinlik illüzyonları yaratmak için trompe-l’œil efektlerini kullanırlar.
Rokoko mimarisinin en meşhur örnekleri içinde Fransa’daki Versay Sarayı, Almanya’nın Dresden kentindeki Zwinger Sarayı ve Avusturya’nın Viyana kentindeki Schönbrunn Sarayı sayılabilir.
Rokoko mimarisi, Neoklasik üslup ve Art Nouveau üslubu benzer biçimde daha sonraki mimari tarzları mühim seviyede etkilemiştir.
VI. Rokoko Mobilyaları
Rokoko mobilyaları, çoğu zaman kavisli çizgiler, asimetrik şekiller ve heybetli süslemeler içeren süslü ve narin tasarımıyla karakterize edilir. Rokoko mobilyaları çoğu zaman maun, ceviz ve gül ağacı benzer biçimde pahalı malzemelerden yapılırdı ve çoğu zaman altın varak, gümüş varak ve sedef ile süslenirdi. Rokoko mobilyaları çoğu zaman varlıklı aristokratların oturma odalarında ve döşek odalarında kullanılırdı ve ek olarak Katolik Kilisesi’nin kiliselerinde ve saraylarında da kullanılırdı.
Rokoko mobilyalarının en meşhur örneklerinden bazıları François Boucher’in Savonnerie sandalyeleri, André-Charles Boulle’nin komodinleri ve Jean-Henri Riesener’in yataklarıdır. Rokoko mobilyaları günümüzde hala koleksiyoncular tarafınca oldukça aranmaktadır ve dünyanın dört bir tarafındaki müzelerde ve hususi koleksiyonlarda bulunabilir.
VII. Rokoko Modası
Rokoko modası, hafifçe, havadar kumaşları, parlak renkleri ve karmaşa detaylarıyla karakterize edilirdi. Hanımefendi giysileri çoğu zaman ipek, dantel, organze ve öteki hafifçe malzemelerden yapılırdı. Uçuşan etekler, düşük yakalar ve kabarık kollar içeriyordu. Adam giysileri daha yapılandırılmıştı ve dar ceketler ve pantolonlar vardı. Hem erkekler bununla birlikte bayanlar şapka, eldiven, yelpaze ve mücevher benzer biçimde muhtelif aksesuarlar takardı.
Rokoko modası Avrupa’da 18. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın ortalarına kadar popülerdi. Barok periyodunun daha resmi ve yapılandırılmış modalarına bir tepkiydi. Rokoko modası daha keyifli ve hafifçe bir yoldam olarak görülüyordu ve çoğu zaman aristokrasi ve sarayla ilişkilendiriliyordu.
Fransız Devrimi’nden sonrasında Rokoko modası gözden çıkarıldı. Yerini Neoklasik çağın daha mütevazi modaları aldı. Sadece Rokoko modası, moda tasarımcılarını günümüze kadar etkilemeye devam etti.
Rokoko Müziği
Rokoko müziği, 18. yüzyılda Avrupa’da gelişen bir müzik tarzıydı. Hafifçe ve keyifli melodileri, süsleme kullanması ve virtüözlüğe vurgu yapmasıyla karakterize edildi. Rokoko müziği çoğu zaman eğlence amaçlı kullanılırdı ve çoğu zaman varlıklı aristokratların salonlarında icra edilirdi. Rokoko müziğinin en meşhur bestecilerinden bazıları François Couperin, Jean-Philippe Rameau ve Antonio Vivaldi’dir.
Rokoko müziği, Barok müziğin daha ciddi ve resmi tarzına karşı bir tepkiydi. Daha basit ve resmi olmayan bir tarzdı ve daha oldukça zevk ve eğlenceye odaklanmıştı. Rokoko müziği ek olarak daha keyifli ve yaratıcıydı ve çoğu zaman beklenmedik kıvrımlar ve dönüşler içeriyordu.
Rokoko müziği klasik müziğin gelişiminde mühim bir etkiye sahipti. Daha basit ve resmiyetten uzak bir müzik tarzının yaratılmasına destek oldu ve ek olarak yeni virtüözlük ve süsleme unsurlarının tanıtılmasına destek oldu. Rokoko müziği ek olarak 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Klasik müzik tarzının gelişimine de zemin hazırladı.
IX. Rokoko Edebiyatı
Rokoko edebiyatı, 18. yüzyılda gelişen bir edebiyat tarzıdır. Hafifçe, keyifli tonu, süslü seçimi ve kösnü ve hazza odaklanmasıyla karakterize edilir. Rokoko edebiyatı, Rokoko sanat akımından etkilenmiştir ve çoğunlukla aşk, romantizm ve tabiat temalarını ihtiva eder. En meşhur Rokoko yazarlarından bazıları Jean-Baptiste Rousseau, Pierre Marivaux ve Madame de La Fayette’dir.
Rokoko edebiyatı 18. yüzyılda üst sınıflar için popüler bir eğlence biçimiydi. Çoğu zaman salonlarda ve toplantılarda yüksek sesle okunurdu ve ek olarak evleri ve bahçeleri dekore etmek için kullanılırdı. Rokoko edebiyatı 18. yüzyılın sonlarında popülerliğini kaybetti, sadece günümüze kadar edebiyatı etkilemeye devam etti.
Sual 1: Rokoko sanatı nelerdir?
Rokoko sanatı, Avrupa’da 18. yüzyılın başlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar gelişen bir sanat tarzıdır. Hafifçe, keyifli ve dekoratif nitelikleriyle karakterize edilir. Rokoko sanatı çoğu zaman süslü detaylar, asimetrik kompozisyonlar ve pastel renkler ihtiva eder.
Sual 2: Rokoko sanatı çağıl sanatı iyi mi etkiledi?
Rokoko sanatının çağıl sanat üstünde mühim bir tesiri olmuştur. Birçok çağıl sanatçı, Rokoko stilinin fer, renk ve dekorasyon kullanımından esin almıştır. Çağıl sanatçılar ek olarak kendi çalışmalarında Rokoko temalarını ve motiflerini tekrar yorumlamışlardır.
Sual 3: Rokoko sanatının günümüzdeki durumu nelerdir?
Rokoko sanatı günümüzde de modern sanatçılar tarafınca üretilmeye devam ediyor. Bu sanatçılar çoğu zaman Rokoko stilinin keyifli ve dekoratif niteliklerini keşfetmekle ilgileniyorlar. Ek olarak Rokoko temalarını ve motiflerini çağıl bir bağlamda tekrar yorumlamakla da ilgileniyorlar.
0 Yorum